Hızla gelişen yapay zeka teknolojisi büyük bir potansiyele sahip olsa da, günümüzde beraberinde getirdiği endişeler giderek artıyor. Makinelerin bilinç kazanması ve insanları kontrol etmesi gibi senaryolar yalnızca bugün değil, geçmişte de insanlığın korkuları arasında yer alıyordu. Yeni Zelandalı bir çobanın 1863 yılında gazetede yayımlanan mektubu bu endişenin en eski örneklerinden birini içeriyor. İşte 161 yıl önce yapay zeka tehlikesini öngören çobanın yazdıkları.
Günümüzde teknolojinin en hızlı ilerlediği alanlardan biri olan yapay zeka, endişeleri de beraberinde getiriyor. Giderek artan tartışmalar yalnızca modern çağda değil, geçmişte de insanlığın gündeminde yer alıyordu.161 yıl önce Yeni Zelandalı bir çobanın makine evrimleriyle ilgili korkularını yazdığı bir mektup ortaya çıktı. Mektubunda makinelerin zamanla bilinç kazanacağından endişe eden çoban, bu durumun insanları tehdit edeceğini söylüyor.13 Haziran 1863 tarihinde Christchurch’teki The Press gazetesinde yayınlanan mektup, bugün popüler olan yapay zeka endişesinin 161 yıl önce bile halkın zihninde önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.Mektubun yazarı Yeni Zelandalı çoban Samuel Butler, “Cellarius” takma adıyla gazete aracılığıyla halkla paylaştığı yazısında, makinelerin bilinç geliştirebileceği ve zamanla insanların yerini alabileceği endişesini dile getiriyor.
Ünlü biyolog Charles Darwin’in evrim teorisiyle makinelerin hızla gelişen doğası arasında bir paralellik kuran Butler, makinelerin kontrolü ele geçirerek insanları aşağı ırk olarak konumlandırabileceği uyarısında bulunuyor.Butler, “Kendi haleflerimizi kendimiz yaratıyoruz. Her gün onlara daha fazla güç veriyoruz ve her türlü yaratıcı düzenekle onlara kendi kendini düzenleme, kendi kendine hareket etme gücü sağlıyoruz ki bu insan ırkı için zeka anlamına geliyor” ifadelerini kullanıyor.Mektupta, makinelerin başlangıçta insanlara yardımcı olan “bakıcılar” olarak sahneye çıkacakları ve insanların bu teknolojilere bağımlı hale geleceği öngörülüyor. Ancak Butler, insan-makine ilişkisini, evcil hayvanlarla olan ilişkiye benzetiyor; fakat gelecekte makinelerin bu denklemi tersine çevirip, insanları kontrol altına alacağına dikkat çekiyor.
NASA’nın Günün Astronomi Fotoğrafı (Astronomy Picture of the Day) köşesinde, Bukalemun Takımyıldızı’ndaki karanlık bulutsuların etkileyici fotoğrafı yayınlandı. Çinli astrofotoğrafçılar Xinran Li ve Houbo Zhao’nun 11.4 saatlik pozlamayla elde ettiği görüntü, yıldızlararası tozun gökyüzünde oluşturduğu zarif çizgileri detaylarıyla ortaya koyuyor. Normalde çıplak gözle görülmesi mümkün olmayan bu karanlık toz...
NASA ve çoğu bilim insanı, 3I/ATLAS’ın yalnızca doğal bir kuyruklu yıldız olduğu görüşünü sürdürüyor. Ancak cismin “anti-kuyruk” geliştirmesi, aşırı renk değişimleri ve devasa gaz bulutu gibi benzersiz özellikleri tartışmaları canlı tutuyor. Son aylarda, sosyal medyada bazı kullanıcılar 3I/ATLAS’ın “dünya dışı bir araç” olabileceğine dair spekülasyonlarda bulundu. ...
2009–2010 döneminde kullanılan P2PK (public-key) adresleri, modern Bitcoin adreslerinden farklı. Günümüzde kullanılan adreslerde gerçek anahtar sadece harcama sırasında açıklanır. Bu da klasik bilgisayarlara karşı güçlü bir güvenlik sağlar. Ancak bu güvenlik, kuantum bilgisayarlar için güçlü bir engel değil. Yeterli sayıda kararlı mantıksal kübite sahip bir kuantum bilgisayar Satoshi’nin cüzdan bilgilerini...
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, Amazon sonrası ilk kez yeni bir şirkette üst düzey yöneticilik rolü üstleniyor. New York Times’ın haberine göre, Bezos’un eş CEO’su olduğu Project Prometheus, daha kurulurken 6,2 milyar dolarlık dev bir yatırım aldı ve bu miktar onu dünyanın en fazla fonlanan erken aşama start-uplarından biri haline...
3,3 milyar yıldan daha eski kayalarda bulunan kimyasal izler, oksijen üreten fotosentezin düşünülenden yaklaşık 1 milyar yıl önce başlamış olabileceğini gösteriyor. Carnegie Bilim Enstitüsü liderliğindeki uluslararası araştırma ekibinin bulguları, Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlandı. Ekip, kaybolmuş biyomoleküllerin yerine geride bıraktığı kimyasal parçalanma örüntülerini yapay zeka...
Monte Sierpe bölgesinde bulunan, yaklaşık 1,6 km boyunca uzanan ve toplam 5 bin 200 çukurdan oluşan yapı, yaklaşık 600 yıldır gizemini koruyordu. 1933’te havadan çekilen fotoğraflarla akademik ilgi gören alanın amacı hakkında bugüne kadar savunma, su toplama, bahçecilik, mezar alanı, jeoglif veya madencilik gibi pek çok teori ortaya atıldı. Teoriler...