Harvardlı astrofizikçi tekrar sahnede: “Güneş Sistemi’ne giren cisim bir uzaylı teknolojisi” – Son Dakika Teknoloji Haberleri

Harvardlı astrofizikçi tekrar sahnede: “Güneş Sistemi’ne giren cisim bir uzaylı teknolojisi” – Son Dakika Teknoloji Haberleri
Doğru Home Strore
Yayınlama: 23.07.2025
2
A+
A-


Uluslararası bilim camiası, Güneş’e saatte 210 bin kilometre hızla yaklaşmakta olan yeni bir yıldızlararası cismi tartışıyor: 3I/ATLAS.

1 Temmuz’da keşfedilen ve Güneş Sistemi dışından gelen yıldızlararası bir nesne olduğu teyit edilen bu gizemli cisim, bazı bilim insanlarına göre sıradan bir kuyruklu yıldız. Ancak tartışmalı iddialarıyla tanınan Harvard Üniversitesi’nden gökbilimci Avi Loeb ve çalışma arkadaşlarına göre bu cisim, gelişmiş ve “muhtemelen düşmanca yaklaşan” bir uzaylı medeniyetine ait bir tür gizli olabilir.

Loeb ve iki İngiliz bilim insanının kaleme aldığı, henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş yeni makale, cismin anormal yörüngesi ve olağan dışı hızına dikkat çekerek bu hipotezi gündeme taşıyor.

EN ESKİ KUYRUKLU YILDIZ

İlk gözlemler, 3I/ATLAS’ın büyük bir kuyruklu yıldız olduğunu ve çevresinde buz, gaz ve tozdan oluşan 24 kilometre çapında bir koma (atmosfer benzeri yapı) bulunduğunu gösteriyor. Yapay zeka destekli bir simülasyon, bu gökcisminin Güneş Sistemi’nden 3 milyar yıl daha yaşlı olabileceğini ortaya koydu. Bu da onu şimdiye kadar gözlemlenen en yaşlı kuyruklu yıldız yapabilir.

Öte yandan, Loeb ve ekibinin 16 Temmuz’da arXiv adlı ön baskı platformuna yüklenen makalede, bunun sıradan bir kuyruklu yıldız değil, potansiyel olarak gelişmiş bir uygarlık tarafından gönderilmiş bir casus araç olabileceği ileri sürüldü.

Makale doğrudan kanıt sunmasa da cismin “olağandışı özelliklerine” dikkat çekerek bu ihtimalin göz ardı edilmemesi gerektiğini savunuyor.

KARANLIK ORMAN HİPOTEZİ

Loeb, makaleyle ilgili bir blog yazısında 3I/ATLAS’ın uzaylılara ait teknolojik bir eser olması durumunda bunun “karanlık orman hipotezine” işaret edebileceğini yazdı.

Bu hipotez, evrende başka uygarlıklar varsa bile, onların kendilerini gizlediklerini ve sessiz kaldıklarını öne sürüyor. Loeb’e göre bu senaryo doğru çıkarsa, insanlık için tehlikeli sonuçlar doğurabilir ve savunma önlemlerinin alınması gerekebilir.

Ancak birçok gökbilimci bu iddialara karşı çıkıyor. Michigan Eyalet Üniversitesi’nden astronom Darryl Seligman, Livescience’a yaptığı açıklamada, cismin klasik kuyruklu yıldız belirtileri gösterdiğini dile getirerek, “Tüm veriler bunun başka bir yıldız sisteminden fırlatılmış sıradan bir kuyruklu yıldız olduğunu gösteriyor” dedi.

Regina Üniversitesi’nden astronom Samantha Lawler de Loeb’ün iddialarını “olağanüstü kanıt içermeyen olağanüstü iddialar” diye tanımladı. “Bilim insanlarının büyük çoğunluğu, sıra dışı iddiaların sıra dışı kanıtlar gerektirdiğine inanır” diyen Lawler, makalede böyle bir kanıt bulunmadığını söyledi.

Oxford Üniversitesi’nden Chris Lintott ise iddiaları “saçmalığın daniskası” olarak niteleyerek, 3I/ATLAS üzerine çalışan bilim insanlarının emeğine gölge düşürdüğünü vurguladı.

LOEB GERİ ADIM ATMIYOR

Eleştirilere rağmen Loeb, bu tür “düşünce egzersizlerinin” bilimde önemli olduğunu savundu:

“Bu hipotez, geçerliliğinden bağımsız olarak keşfetmesi eğlenceli bir düşünce deneyi.”

Yine de Loeb, 3I/ATLAS’ın uzaylı teknolojisi olma ihtimalinin düşük olduğunu kabul ederek, “Büyük olasılıkla bu, tamamen doğal bir yıldızlararası cisim; muhtemelen bir kuyruklu yıldız” ifadelerini kullandı.

Bilim dünyası 3I/ATLAS’ın Güneş’e en yakın konuma ulaşacağı ekim ayı sonunu sabırsızlıkla bekliyor. O tarihte gözlemler daha da netleşecek ve bu gizemli ziyaretçinin sırları biraz daha aydınlanabilir.

UZAYLILAR “BİZİ İLK KEZ ZİYARET ETMİYOR”

Avi Loeb, daha önce 2017’de keşfedilen ilk yıldızlararası cisim olan ‘Oumuamua’nın da uzaylılara ait bir araç olabileceğini iddia etmişti. Loeb ayrıca yıllar önce Pasifik Okyanusu’na düşen ateş topunun da bir uzaylı teknolojisine dair kalıntılar içerdiğini ileri sürmüştü. Galileo Projesi kapsamında okyanustan parçalar toplayan Loeb, çalışmaları sonucunda herhangi bir kanıt elde edememişti.

Loeb, kariyerinin büyük bölümünde kara delikler, karanlık madde ve ilk yıldızlara dair yüzlerce makaleye önderlik etti. Harvard Üniversitesi’nde Astrofizik Bölümü’nün yöneticiliğini yaptı.

Ancak 2017’de Güneş Sistemi’ne giren ‘Oumuamua, Loeb’in uzayda yaşam arayışına eğilmesine ve hatta bazı meslektaşlarına göre buna giderek takıntılı hale gelmesine neden oldu.

Loeb’in, 2017’de Güneş Sistemi’nden geçerken tespit edilen ve “keşfedilen ilk yıldızlararası nesne” unvanını alan Oumuamua’yla ilgili teorileri büyük yankı uyandırmıştı.

Astrofizikçi bu gizemli gök cisminin uzaylılara ait bir “ışık yelkenlisi”nden koptuğunu ve 25 ışık yılı uzaktaki Vega yıldızı yönünden, Güneş Sistemi’ne doğru savrulduğunu ileri sürmüştü.

Gökbilimci ışık yelkenlisini, kitabın tanıtımı için SALON’a verdiği bir röportajda şöyle tanımlamıştı:

“Işık yelkenlisini rüzgar gücünden yararlanan bir yelkenli [uzay aracı] gibi düşünebilirsiniz. Rüzgar yelkenliyi iter. Işık yelkeni söz konusu olduğunda ise onu iten şey, yüzeyinden yansıyan ışıktır.”

Oumuamua uzun zaman önce Güneş Sistemi’ni terk ettiği için cisme yakından bakmak artık mümkün değil.



Doğru Home Strore
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.